top of page

Detaycı olmak!

Merhaba değerli arkadaşlar,

Hayatımızın genelinde imkanlar dahilinde tercihlerimizle baş başa kaldığımız oluyor. Bu tercihler doğrultusunda hayatımızın bir daha ki evresi şekil alıyor. Misalen, vücudumuzun susuz kaldığı bir anda, bize meşrubat ve su arasında bir tercih imkanı verilince, bizim yapacağımız tercih susuzluğumuzun anlık mı yoksa uzun süreli mi dineceğini belirler. Zira vücudumuzun istediği su dur ve meşrubat anlık bir çözümdür. Halbuki su hem daha sağlıklı, hem hararetimizi kesecek olan yegane sıvıdır. Bunu da pekala biliyoruz aslında, fakat Meşrubatın daha tatlı olması, içimini bize daha hoş gösterdiği için, o anda su bize itici geliyor. Dolayısı ile tercihimiz asıla değil fasıla yönelik olmuş oluyor. Burada akıl ile nefsimizin bir mücadelesi var. Akıl doğruyu, nefs ise kendine hoş geleni seçer. Buraya kadar yazdıklarımla konunun nere varacağını sezmek zor olabilir.

O halde…..

Let’s talk about incir ağaci

İşimizle ilgil yukarda verdiğim misali bağdaştıralım. Kendi sektörümüzde iki guruba ayrılalım. Detailing ve Car care. Bu durumda, icra edenleri de Detaycı ve Car Care’ci olarak adlandıralım. Boyacı arkadaşlar kusura bakmasın onları bizim sektöre dahil etmiyorum. Çünkü onların asıl işi Oto-Boya, ama kendilerine pasta cila denilen bir ek meslek edinme ihtiyacı duymuş olabilirler. Kendi TERCİHLERİ. Tolere ederim ama saygı duymam.

Detailing hizmeti veren işletmeler ekseriyette işini iyi ve kusursuz yapma gayreti içinde olan arkadaşlardır. Car Care hizmeti veren işletmeler yüzeysel işçilik verir, işlerini eksik yaptıklarını kendileri de pek ala bilir, fakat piyasa da ki rekabet sebebi ile, ve gider gelir dengesini sağlamak açısından DOĞRU bildiklerini değil de, en kısa yoldan para kazanıp giderlerini karşılayıp üstüne kar edebilecekleri hizmeti vermeyi TERCİH ederler. Yukarıda örneklediğim Su-Meşrubat misali anlaşılmıştır umarım. Tabii ki Arz talep meselesidir bu. Yani detaycı, aracınızı iki gün işleyip sonra da sizden 200 TL talep etmeyecektir, veya 400 neyse artık. Neticede bu sadece bizde böyle değildir. Yurt dışında da aynı şekilde hizmetler sunuluyor. Herkes Detailing ile Car care arasında ki farkı bilmediği için, bir kısım araç sahiplerince iki işletme de aynı işi yapıyordur, fakat biri pahalıcıdır. Önemli değil. Detaycıyı zaten gerçekten detay merakı olan arayıp buluyor. Bu arada Detaycı Car care uygulaması yapamaz mı, sorusu geldi aklınıza değil mi?

YAPAMAZ!

Nasıl yapıldığını bilir, fakat yapamaz. Yapmak istese de yapamaz.

-Neden?

Oto bakım sektöründe çalışıp çalışmamak bir tercih meselesidir, fakat detaycı olmak bir tercih meselesi değildir. Çünkü detaycı olup olmamanız sizin fıtratınız ile alakalıdır.

-Nasıl yani?

Şöyle yani; Detaycıların en belirgin özelliği, çevrelerinde ki her şeye ama her şeye detaycı olarak bakarlar. Bazen obsesif diye derecelendirebilinecek kadar diyebiliriz. Çevresindeki en ufak düzensizlikleri, hataları fark eder. İlle de bir noktaya bakmasına gerek yoktur. O motorik onda yer etmiştir ve istemese de çevresinde ki bir düzensizliğin farkına varır. İşini yaparken de bu böyledir. Bir detaycının, üzerinde çalıştığı araçta gördüğü bir çok hatayı klasik polisaj yapan Car Care uygulamacısı göremeyebilir. Veya görse de onu rahatsız etmez, önemsemez, müdahale etmez. Fakat detaycı gördüğü hatayı mutlaka imkanları dahilinde gidermek zorunda hisseder kendini. “Benim adım hıdır elimden gelen budur” diyerek işini savsaklamaz. Bilmediği bir şeyin varlığından haberdar olunca mutlaka o şeyi öğrenmek için bütün imkanlarını seferber eder. Kullandığı kimyasal ve ekipmanları en çabuk şekilde iş yapan kategorisine göre değil, en iyi iş yapan kategorisine göre seçer. Yani detaycının derdi çabuk çabuk para kazanmak değildir, hak ettiğini düşündüğünü ister, ve aldığı ücretin hakkını verir.

Ürün satan birisi iseniz Detaycıdan asla şu soruyu duyamazsınız: “Kaç araba yapar bu malzeme?”. Dataycıya bir şey pazarlayamazsınız. Zaten işini çok sevdiği için, piyasa ile içli dışlıdır. Yeni ürünleri tanıyordur bir şekilde. Sizin ona anlatmanız gereken bir şey yoktur. İkna kabiliyetinizi zorlamayınız. Detaycının kendi kriterleri vardır, sizin ürününüz hakkında konuşmaktansa, ürünü dener ve kriterlerini yerine getiriyor ise o ürünü tercih eder.

Detaycı ile car care uygulamacısının arasındaki bariz işlem farkını tabii ki ilk bakışta da göreceksiniz, fakat asıl farkı, belli bir zaman diliminden sonra görmeniz mümkün oluyor. Çünkü detaycı kullandığı makine kimyasal ve ekipman dengesini kalıcı bir güzellik oluşturmak için seçmiştir. Ama dediğim gibi bu bir TERCİH meselesi değildir! En iyilerle çalışmak zorunda hisseder kendisini. Bu bir fıtrat meselesidir, bir bakış açısıdır.

İnanın bu empoze edilebilinecek bir anlayış da değildir. Hani adamın içinde yoksa olmuyor dedikleri konulardan bir tanesi de budur.

Tecrübeyle sabit.

Bugüne kadar kaç kişi eğitim ve seminerlerime katıldı sayısını bilmiyorum ama 50 nin üstündedir. “Ya abi onunla o kadar uğraşılır mı” sorusunu sıkça duydum. İşte o anda anlıyorsunuz ki onu diyen kişi detaycı bir fıtrata sahip değil. İşini en iyi şekilde yapmak isteyebilir, bunda muvaffak da olabilir, ama detaycı olmak yukarıda saydığım hasletleri gerektiriyor.

Ama artık moda oldu nasılsa, “Detailing …..” , ” ….. Oto detailing” , “……Auto Detailing” gibi isimleri, sosyal medyada da görebiliyoruz. Adamın videosuna bakıyorum, Adam işini sevmiyor ki. Makine tutuşundan belli. Pastayı kullanmasından belli…. Ama sosyal medya bu, güzel fotoğraflarla videolarla insanları kandırabiliyoruz. Şu veya bu pasta ismini verip “…. aşktır” diyince işinizi sevmiş olmuyorsunuz. Rupes makinesini alınca detaycı olmuyorsunuz. Kullanmasını bilseniz de detaycı olmuyorsunuz.

Gerektiği gibi kullanınca,

çizikleri örtmeden, saatlerce bazen günlerce çalışıp nötr hale getirince,

sadece Motor kaputu ve bel üstünü kusursuz görüntüye ulaştırınca değil de marşpiyel de dahil bütün boya yüzeyinde aynı titizlikle çalışınca,

Seramik kaplamayı tek kat değil de katmanlaştırınca ve bunu müşteri endişesi ile değil, kendiniz için yapıyorsanız. DETAYCISINIZ!!!

Bir kısa hikaye: Adamın biri denizde boy abdesti almayı öğrenmek için hocanın yanına gitmiş. Hocayla beraber deniz kenarına gitmişler. Hoca demiş ki niyet et, ağzını ve burnunu yıka ve sonra denize dal çık, teninde kuru yer kalmayacak dikkat et demiş.

Hava da biraz serinmiş. Adam niyet etmiş, ağzını burnunu yıkamış dalmış denize. Çıkmış, sormuş -hocam oldu mu? Hoca -hayır- demiş, olmadı. Adam bir daha dalmış çıkmış, -hocam oldu mu? diye sormuş. Hoca yine – olmadı diye cevap vermiş. Adam halbuki hocanın dediğinden farklı bir şey yapmıyormuş. Ufaktan da sinirleniyormuş hocaya. Neyse hikaye bu ya, adam bir daha dalmış çıkmış, hocaya sormuş – bu sefer oldu mu hocam? Hoca tam hayır diyecekmiş ki, adam hocanın sözünü kesmiş – oldu hocam oldu- demiş. Hoca da cevap vermiş – hah şimdi oldu işte- demiş!

Olduğu kadar değil, olana kadar çalışmanız temennisi ile!

Saygı ve sevgilerimle

 
 
 

Yorumlar


bottom of page